Kısaca Yas

Her bir bireyin yası deneyimleme süreci biriciktir ve bireye özgüdür.

GÜNCEL AKADEMIK ARAŞTIRMALAR

Yas;sevilen birinin ölümü, kayıp yaşayan tüm bireyler için acı verici ve zorlayıcı bir deneyim olarak kabul edilmektedir (Bildik, 2013). Bir ölüm veya kayıptan sonraki ilk haftalar ya da aylarda görülen fiziksel, duygusal, bilişsel ya da sosyal bağlamdaki kimi değişimler, tıpkı yüksek ateşe eşlik eden varsanılar gibi, yasın tipik belirtileridir (Volkan ve Zintl, 2012). Her bir bireyin yası deneyimleme süreci biriciktir ve bireye özgüdür. Ayrıca evcil hayvan kaybının da yasa neden olduğu, birini kaybetmeye yönelik verilen tepkilerle benzer tepkiler verildiği görülmüştür (Karasu S.& Yalçınkaya Alkar Ö. 2020). Genel olarak yası ele aldığımızda öfke, üzüntü, yalnızlık, suçluluk, hissizleşme gibi duygular, bitkinlik, yorgunluk, uyuşukluk, uyku bozukluğu gibi fiziksel belirtiler ya da toplumsal ortamlara uyum sağlamada zorlanma gibi sosyal bağlamdaki değişimler yas sürecinde görülebilen tepkiler arasındadır.
Literatürü incelediğimizde yas kavramı üçe ayrılmaktadır. “Normal Yas, Patolojik Yas ve Travmatik Yas”.

  • Normal Yas: Tamamlanmamış, akut yas olarak ifade edilir. Kayıp sonucunda bireylerde gözlenen duygusal, bilişsel, fiziksel tepkilerin olmasının doğal kabul edildiği yas türüdür.

  • Patolojik Yas: Kaybın ardından en az 6 ay geçmesine rağmen kayıp yaşayan kişinin normal yaşamına dönmemesi, işlevselliğinin giderek bozulması olarak tanımlanır. Bireylerin bu yas sürecinde “yasını tamamlayamadığı, takılıp kaldığı bir nokta” olduğu gözlenmiştir. Kaybın ardından yaşanan yoğun suçluluk duygusu, aşırı üzüntü gibi tepkiler ile uzayan ve devam eden bir yas sürecidir.

  • Travmatik Yas: Ani kayıp sonucunda oluşan ve buna verilen tepkilerin olduğu yas sürecidir. Bu kayıp sonucunda bireylerin işlevselliği bozulabilir. Kaybın ani olması ile birlikte kaybı yaşayan bireylerin normal yas süreci etkilenir. Bu noktada bireyler psikolojik ve fiziksel bir şekilde rahatsızlanabilir. Bu kişilerde yaşadıkları travmaya bağlı olarak travma sonrası stres bozukluğu görülebilmektedir (Mestçioğlu ve Sorgun, 2003).

Elisabeth Kübler-Ross (1997) yasa verilen tepkileri beş aşamalı bir model olarak tasarlamıştır.

  1. İnkar: Yas sürecinin ilk aşamasıdır. Kişi, bu aşamada, “Bu benim başıma gelmiş olamaz, neden ben gibi” ifadelerde bulunabilir (Kübler-Ross ve Kessler 2014).

  2. Öfke: Birey bu süreçte duygularını kontrol altına alamadığı için çevresindeki kişileri suçlar ve saldırgan davranışlar göstererek hislerini yansıtır.

  3. Pazarlık Etme: Bu süreçte kayıp yaşamış bireyler çevresindeki kişiler ile anlaşmalar yaparak gerçeği değiştirme çabasına girebilir. Bu durum kabullenmenin başladığını göstermektedir (Kübler-Ross ve Kessler 1997).

  4. Depresyon: Bu süreçte kaybedilen kişinin, hayvanın vb. yası tutulmaya başlanır.

  5. Kabullenme: Ölümün kabul edildiği, gerçekle yüzleşildiği, yası kabul ederek yaşadığı ve bireyin işlevselliğini tekrar kazandığı aşamadır.

Yası Etkileyen Faktörler

Literatüre göre; (a) yastaki bireyin kişilik özellikleri, (b) ölen kişi ile olan ilişkisi, (c) baş etme tarzı, (d) kültürel ve dini inancı, (e) ruhsal hastalık öyküsü, (f) destek sistemi, (g) ekonomik durumu ve (h) ölümü algılama biçimi gibi faktörler etkilemektedir (Bildik T. 2013). Ayrıca kaybedilen yaş ve gelişim evresi, ölüm şekli gibi faktörler de yası etkileyen faktörlerdir.

Worden’a göre yası etkileyen yedi faktör vardır:

  1. Ölen kişinin kimliği: Kaybedilen kişinin kimliği, bireyin hayatındaki yeri yas sürecini etkiler.

  2. Ölen kişi ile ilişkinin doğası: Kaybedilen kişi ile kayıp yaşayan bireyin ilişkisi hakkında bilgi sahibi olmak, yas sürecini anlamak adına önemlidir. Kaybedilen kişi ile ilişkinin doğası çatışmalıysa, birbirlerine çok bağlılarsa suçluluk duygusu, yalnızlık, çaresizlik gibi duygular gelişebilir.

  3. Ölüm şekli: Ani, beklenmedik veya süregelen bir şekilde hastalıkla vb. durumlarla yaşanan kayıplar, yas sürecini etkiler. Örneğin; ani, beklenmedik kayıplar travmatik bir yas yaşanmasına neden olabilir.

  4. Geçmiş kayıpların varlığı: Kayıp yaşayan bireyin, öncesinde yaşadığı bir kaybın olup olmaması yası etkiler. Kayıp yaşadıysa o kayba yönelik verdiği tepkiler, yas sürecini anlamlandırma konusunda yardımcı olur.

  5. Kişilik özellikleri: Bireyin cinsiyeti, yaşı, zorluklarla baş etme biçimi, bağlanma biçimi ile inanç ve değerleri bireyin kayba yönelik tepkilerinin anlaşılmasında çok önemlidir (Bildik T. 2013).

  6. Sosyal destek: Bireyin kayıp yaşadığı süreçte sosyal desteğinin olması yas sürecine yönelik uyumu ve algıyı etkilemektedir.

  7. Yas sürecinde oluşan sıkıntılar: Bir kaybın ardından gelişen önemli yaşam olayları, ani değişiklikler, krizler ve çoklu kayıplar sonucunda yas tutma patolojik bir seyir gösterebilir (Bildik T. 2013).

Gelişimsel Dönemlere Göre Yas Tepkileri

Bebeklik Dönemi: 0-3 yaş arasında yaşanan kayıplarda, ölüm kavramı yoktur. Fakat kaybedilen kişinin yokluğu fark edilmektedir. Özellikle bakım veren kaybedildiyse ağlama, içe çekilme, üzgün yüz ifadesi gibi yokluğu fark ettiğini yansıtabilir.

Okul Öncesi Dönem: 3-6 yaş arasında ölüm kavramı net değildir. Çocuklara ölümün iyi açıklanması gerekmektedir çünkü uyuyor, geri gelecek, seni görüyor, izliyor gibi ölümü anlatmak çocuklarda travmatik etkiler oluşmasına neden olabilir. Ayrıca sık sık ağlama, öfke patlamaları, enürezis(alt ıslatma), uyku problemleri gibi yas tepkileri yaşanabilir.

Okul Çağı Dönemi: 6-9 yaş arasında ölüm kavramı bilişsel olarak anlaşılmaya başlar ve ölümün herkesin başına gelebilecek bir şey olduğunu kavrar. Bu süreçte çocuk okula uyum, ayrılma kaygısı gibi sorunlar yaşayabilir.

Ergenlik Öncesi Dönem: Ölümün nasıl gerçekleştiği, neden olduğu konusunda merak başlar. Ölüm hakkında sorular sorarak merakını gidermeye çalışırlar. Bu süreçte bağlanma, ayrılık kaygısı ve ölüm korkusu gibi tepkiler gözlenebilir.

Ergenlik Dönemi: Bu dönemde ölüm kavramı soyut olarak anlaşılmaya başlanır. Ölüm sonucunda geri dönülemeyeceğini, bir gerçek olduğunu düşünürler. Kendilerini suçlayabilirler, öfkelenebilirler.

Yetişkinlik Dönemi: Yası etkileyen faktörlere göre bilişsel, sosyal, duygusal, fiziksel tepkiler verilebilir. İnkar, ağlama, üzüntü, hissizlik, öfke, suçluluk, çaresizlik, yalnızlık gibi yoğun duygular yaşanabilir.


Kaynakça:

Önal A. A. ve Yalçın İ. (2019). Yas sürecinin grupla psikolojik danışmada ele alınması üzerine bir inceleme. Türk Psikolojik Danışma Dergisi. 9(55), 1013-1051.

Korkmaz E. ve Taştan N. (2022). Kayıp yaşamış ergenlerin yas süreci ile baş etmelerinde yas danışmanlığı grup rehberliği programının etkisi. Sosyal Beşeri Bilimlerde Araştırma ve Değerlendirmeler-II. Gece Kitaplığı: Ankara. 63-83.

Türk Psikolojik Danışma Derneği (2022). Grupla psikolojik danışma uygulamaları ulusal standartlar-taslak. Türk PDR Derneği Yayını.

Yıkılmaz M. ve Hamamcı M. (2011). Akılcı duygusal eğitim programının lise öğrencilerinin akılcı olmayan inançları ve algılanan problem çözme becerileri üzerine etkisi. Türk Psikolojik Danışma Dergisi. 4 (35), 54-65.

Yaycı L (2017). Grupla psikolojik danışmada direnç: önleme ve müdahale yolları. Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi. 7(13).

Mestçioğlu, Ö., Sorgun, E. (2003). Travmatik yas. İçinde: Aker T, Önder ME (ed). Psikolojik travma ve sonuçları. İstanbul: 5US Yayınları, Epsilon Reklamcılık, 179-93.

Corey M.S., Corey G. Corey C. (2021). Psikolojik danışmada gruplar süreç ve uygulama. Nobel Yayıncılık: Ankara.

Bildik T. (2013). Ölüm, kayıp,yas ve patolojik yas. Ege Tıp Dergisi. 52(4):223-229.

Vesile Çolak G., Hocaoğlu Ç. (2021). Kayıp ve yas: bir gözden geçirme. Cyprus Turkish Journal of Psychiatry & Psychology. 3(1).

Karasu S., Yalçınkaya Alkar Ö. (2020). Evcil hayvanını kaybeden bireylerin yaşadıkları yas süreci ile ilgili bir nitel araştırma. Veteriner Hekimler Derneği Dergisi. (2): 86-97.

Özel Y., Özkan B.(2020). Kayıp ve yasa psikososyal yaklaşım. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar Dergisi. 12(3):352-367.

Contact us

Whether you have a request, a query, or want to work with us, use the form below to get in touch with our team.