Aşk
Lacan der ki aşk karşımızdaki insana biz de olmayan bir şeyi vermektir ve onda olmayan bir şeyi ondan almaktır.
BLOG
Hanife

Lacan der ki aşk karşımızdaki insana biz de olmayan bir şeyi vermektir ve onda olmayan bir şeyi ondan almaktır. Aşık olduğumuz kişiyi bizim istediğimiz gibi olmasını istemek değil, kendisi olduğu için onu kabul ederek aşkı yaşamak gerekir.
Aşk şüphesiz ki hem ayağımızı yerden kesen hem de yeri geldiğinde bizi dibe vuran bir duygu. Lee bunu çok güzel bir şekilde açıklıyor. “Aşk şekilleri,hayat tarzları gibi değişebilen ve tercih edilen bir duygudur.” Lee, aşkı siyah-beyaz olarak görmekten ziyade renkli bir resim olarak ele almamız gerektiğini ifade etmiştir. Çünkü insan aşık olduğunda oksitosin yani diğer adı ile “aşk hormonu” salgılar ve etrafındaki hiçbir şeyi siyah veya beyaz olarak göremez. Bundan dolayı doğada yer alan 3 ana rengin olduğunu -kırmızı,mavi,sarı- ve diğer renklerin bu üç rengin kombinasyonu sonucu ortaya çıktığını söylemiştir. Kuramını da bu şekilde ele alarak 3 temel aşkın olduğunu ve bu temel aşkların kombinasyonu sonucu 3 tane daha aşk türünün olduğunu belirtmiştir. 3 temel aşk türünden ilki Eros. Bildiğimiz gibi Yunan mitolojisinde aşk,şehvet ve üremenin temsili olan Eros, Lee’nin kuramında da “Tutkulu Aşk’ı” temsil ediyor. İkincisi ise Storge yani “Arkadaşça Aşk’ı” temsil eder. Genelde kendisine benzeyen, eğlenceli vakit geçirdiği kişiye aşık olunan türdür. Ve son temel aşk türü Ludus yani “Oyun Gibi Aşk”. Aşkı bir oyun,eğlence aracı olarak görmektir. Sorumluluk almadan, ilişkileriyle ilgilenilmeden geçirilen türdür. Bu iki temel aşk türünün ( Eros+Storge ) kombinasyonu sonucu Agape yani “Özgeci Aşk” ortaya çıkar. Eros’un tam tersi olarak bencil olmayan, koşulsuz sevgi türüdür. Eros ve Ludus aşk kombinasyonu sonucu ise Mania “Sahiplenici Aşk” ortaya çıkar. Yunan mitolojisinde ‘Tanrılardan gelen delilik’ olarak da bilinir. Takıntılı bir şekilde aşık olduğu kişiyle meşguldür ve kıskanç davranılır. Son aşk kombinasyonu ise Ludus ve Storge’nin birleşimi ile ortaya çıkan Pragma “Mantıklı Aşk”. Aşık olacağı kişiyi derinlemesine araştırarak bulmaya çalışır. Kendisiyle bir şeyler paylaşabileceği partnerler seçerler. Bence sağlıklı aşk türü %20 Eros’un olduğu, %40 Pragma Aşk’ın olduğu ve %40’da Storge Aşk’ın olduğu aşk karmasıdır. Tutku,şehvet ve üreme isteği evrimsel süreçlerle günümüze kadar gelmiş bir güdüdür. Aşkın içinde bulunur. Bağlılığın,yakınlığın ve tutkunun birleşimi ile Mükemmel Aşk kavramı ortaya çıkar ve en sağlıklı aşk türüdür.
Aşkın gidişatını neler belirler? Bağlanma stilimiz,partnerimize güven duyabilmemiz için en büyük etkendir. Bebeklik döneminde bakım verenle kurulan bağ sonucu oluşan kaygılı, kaçınmacı, saplantılı ve güvenli bağlanma stili geliştiren bebekler, yetişkinlik döneminde de bunu devam ettirir. Güvenli bağlanma stiline sahip yetişkinler aşık olduğunda Pragma türü aşka sahip olurlar; aşk onlar için bir ızdıraba dönüşmez. Ayrıca yapılan araştırmalar gösteriyor ki güvenli bağlanan kişiler diğer bağlanma stillerine göre daha mutlu oluyorlar. Fakat geriye kalan bağlanma stilleri? Maalesef aşkta istediğini bulamaz, sürekli kendini mutsuz hisseder veya mutlu olduklarına inanır. Partnerlerine aşırı bağlanma, ondan uzak durma veya onu bunaltma,kıskanma ve kontrol altına alma eğilimindedirler. Bundan dolayı partnerine karşı güven sorunu yaşayan bu bireyler sürekli partnerleri gidecekmiş gibi her an yanında olmak, her anını bilmek isterler veya partnerlerinin ona karşı çok yakın olduğunu ve bundan hoşlanmadığını düşünebilirler. Aslında aşık olduğunu düşünürken karşı tarafa ne yaşattıklarını fark etmezler bile. Bu bağlanma stiline sahip insanlar karşısındaki kişiyi bir insan olarak görmek yerine onun bir parçası olarak görür ve bir bütün olarak ilişkiyi yaşamaya çalışırlar. Fakat olması gereken Pragma Aşkta olduğu gibi iki ayrı birey olduğunun farkında olarak yaşanılan aşktır.
William Shakespeare’in 10.Sone’sinde bahsettiği gibi aşktan korkan, aşka kendini kapatmış olan kaygılı bağlanma stiline örnek vermek istiyorum:
“Yazık! hem kıyasıya harcıyorsun kendini,
Hem gönlün yeltenmiyor hiç kimseyi sevmeye.
Biliyorsun, saymakla bitmez sevenler seni,
Ama besbelli sen aşk duymuyorsun kimseye.
Öldüren bir nefrettir yüreğindeki şeytan:
Hiç umurunda değil kazsan kendi kuyunu,
Çekinmezsin güzelim canevini yıkmaktan
Onarmak olmalıyken asıl amacın onu.
Sen tutum değiştir de cayayım düşüncemden,
Yumuşak bir sevgi koy nefret yerine bir yol;
Göründüğün gibi ol: cömert, sıcak, sevecen;
Hiç değilse kendine yumuşak yürekli ol.
Aşkım uğruna bir ‘sen’ daha yarat kendine:
Güzellik onda veya sende yaşasın yine.”
Contact us
Whether you have a request, a query, or want to work with us, use the form below to get in touch with our team.


İletişim
info@mindscraft.co
hanife@mindscraft.co

